İç ve dış mekanlarda ‘lagom’ konseptli boyalar sayesinde sürdürülebilir bir yaşam
İsveç kökenli lagom trendi evlere konfor getiriyor
İsveç kökenli ‘lagom’- ne çok fazla, ne çok az - konsepti küresel çapta ivme kazanıyor. Pek çok tüketici bu kavramın sembolize ettiği konforun yanı sıra sadelik ve dengeyi, hem ev ortamlarında hem de malzeme seçimlerinde hayata geçirmek istiyor. European Coatings Show 2019 (AvrupaBoya Fuarı 2019) etkinliğinde sektörü sürdürülebilir boya bileşenleriyle tanıştıran Clariant, imalatçıların kendi ürün gelişim süreçlerini ‘lagom’ yaşam tarzı yönelimiyle uyumlu hale getirmesine destek olacak.
Clariant'ın iç mekan boyaları alanında sunduğu bu önemli yenilik, gerek tüketici gerek boya imalatçılarına rahat bir nefes aldıracak. Daha sağlıklı iç mekanlar oluşturmak isteyen tüketiciler giderek biyosit içermeyen ve 'organosilikat' da denen duvar boyaları kullanımına yöneliyor. Bu boyaların “nefes alma” özelliği, yani buhar geçirgenliği, onlara dispersiyon boyalara nazaran ciddi bir avantaj sağlıyor. Ancak bu boyaların karıştırılması ve uygulanmasının daha güç olması çekiciliğini azaltıyor.
Clariant’ın yeni katkı maddesi Dispersogen® SP Plus, biyosit içermeyen boyalarda dispersiyon boyalarla aynı uygulama kolaylığını sağlayarak yenilikçiliği bir basamak yukarıya taşıyor. Boya imalatçılarına tehlike etiketi bulunmayan, VOC/SVOC[1] içermeyen, 'ikisi bir arada' bir katkı maddesi sunarak daha az bileşen kullanmalarına ve daha sade formüller oluşturmalarına imkan tanıyor. Dahası, Blue Angel sertifikalı iç cephe boyalarında artık biyosit kullanımına izin verilmediği için, imalatçılar bu ürün sayesinde hem uygulaması kolay, hem de en zor ekolojik etiketlerden birine uygun boyalar üretebilecekler. Bu da, tüketicilerin satın alma kararlarında önemli bir unsur.
İç mekanda en çok tercih edilen malzemelerden birinin ahşap olduğunu bilen Clariant, boya imalatçılarının ahşabı doğal olarak geliştirmesini ve korumasını mümkün kılacak ideal bileşeni piyasaya sürüyor. Yeni Ceridust® 1060 TP iç mekan ahşap kaplamalara yönelik yenilikçi ve %100 geri dönüştürülebilir doğal bir wax katkı maddesi. Bu madde mobilya, döşeme, pencere çerçeveleri ve kirişler için uygun. %100 yenilenebilir olan bu katkı maddesi, yüksek kaliteli koruyucu bir ciladan beklenen pürüzsüz, kayma önleyici, yumuşak dokunuşlu ve çizilmeye dirençli yüzeyi sağlıyor. Dahası, hammaddesinin gıda dışı olması ve malzemenin kolay dağılma özelliği de formülatörlere avantaj sağlayacak.
Metal uygulamalarına yönelik toz kaplamalar da bu gelişmelerden payını alıyor. Ceridust 1060 TP’nin son derece yüksek sürdürülebilirlik performansı, renkli metal mobilyalar veya çalışma masaları gibi iç mekan kullanımlarına da uygun. Ceridust 1060 TP düşük kürlü toz kaplamalarda kullanıldığında imalat esnasında enerji tasarrufu sağlıyor ve yine de güzel bir yüzey cilası sunmaya devam ediyor. Geri dönüştürülebilir bileşen hem parıltılı bir yüzey oluşturuyor, hem de ilave bir avantaj olarak, kaplama imalatçılarının halihazırdaki iç dekorasyon trendlerine uygun, cesur renklerde kaplamalar üretmesine olanak sağlıyor.
İç mekan tasarımları dış mekana taşınıyor
Tüketicilerin iç mekan tasarımlarını bahçe ve avlularına da yayma eğilimi, 2019 yılında gerek doğallığında otantik gerekse de nostaljik bir hava katan metal mobilya, kapı, tırabzan ve panelleri moda haline getirdi. Clariant’ın PTFE içermeyen tekstüre toz kaplama alanındaki yeniliği olan Licocene® PE MA 4351, boya imalatçılarının, geleneksel PTFE'yi andıran tekstüre koruyucuboyalar yaratmasını sağlıyor ve 'ev hissi' uyandıran yeni yüzey yapıları oluşturma noktasında onlara daha fazla imkan tanıyor.
Clariant Boya ve Mürekkep Bölümü Gelişmiş Yüzey Çözümleri Başkanıolan Carmen Wong konu hakkında görüşlerini “Clariant olarak, boya sektörünün öne çıkan tüketici tercihlerine yanıt vermesi sürecine öncülük etmekten ve bunu ürünlere değer katan yeniliklerle yapabilmekten dolayı heyecanlıyız. Gerek formül sürecini kolaylaştırmak, gerek yüksek kaliteli ürün hazırlamanın karmaşıklığını azaltmak, gerekse de imalatçıların ekolojik etiketlere başvurmasını kolaylaştırmak suretiyle, ECS'de sergilediğimiz yenilikçi ürünlerimiz hem tüketici hem de formül üreticilere daha fazla sürdürülebilirlik sunuyor. Bu sayede, boyalar ve kaplamalar gelecekte daha sağlıklı evler ve dış mekanlar oluşmasına da katkı sağlıyor.” sözleriyle dile getirdi.